KonuÅŸmasına, Otizmin iletiÅŸim ve sosyal geliÅŸim alanlarındaki yetersizlikle seyreden ve çocuÄŸun geliÅŸimini önemli derecede olumsuz etkileyen bir yaygın geliÅŸimsel bozukluk olduÄŸunu ifade ederek baÅŸlatan Atilla Türkkal DoÄŸuÅŸtan gelen bir bozukluk olmasına raÄŸmen, belirtiler bebeklik ve erken çocukluk döneminde belirmeye baÅŸlar. (0-3 yaÅŸ arası)Nedenleri ise tam olarak bilinmemekle birlikte; genetik, biyolojik ve nörolojik sebepler vurgulanmaktadır, çocuÄŸun aileye katılmasının öncesindeki beklentiler ve sonrasında yaÅŸanan geliÅŸmelerin farklı olması durumunda ailelerde tepki durumları oluÅŸur. Bunlar genelde 3 ÅŸekilde karşımıza çıkar.
BİRİNCİ AÅžAMA; ÅŸok, inkar, keder ve çöküntü tepkileri yer almakta iken
İKİNCİ AÅžAMA; karışık duygular, suçluluk, kızgınlık ve utanma tepkileri
ÜÇÜNCÜ AÅžAMA: AnlaÅŸma, uyma ve yeniden düzenleme ile kabul ve uyum tepkileri yer alır diyerek erken teÅŸhis, erken kabullenme ve erken baÅŸlanan eÄŸitimin önemine deÄŸindi.
Otizmli çocuÄŸun baÅŸarıları takip edilerek her zaman övülmeli, Otizmli çocukların yapacakları iÅŸleri organize etmelerine yardımcı olmak amacıyla bir defter tutulmalı ve yapılacak iÅŸlerin, kullanılacak malzemelerin deftere kayıt edilerek kullanılmalı, ÇocuÄŸun bağımsız olarak çalışması ve oyun oynaması esnasında harcanacak zaman, ne yapması gerektiÄŸi, ne kadar yapması gerektiÄŸi, süresi ve çalışmayı, oyunu bitirince ne yapacağına iliÅŸkin bilgiler çocuÄŸa verilmelidir diyerek öÄŸretmenlere velilere tavsiyelerde bulundu.
Konferansın sonunda bu konuda ki tecrübelerini anlatan özel eÄ£itim Rehberlik ve AraÅŸtırma müdürü Yusuf Åžahin günümüzde ortalama her 68 çocuktan birinin otizmli olarak doÄŸduÄŸunu toplumun bu konuda bilinçli olmasının gerekliliÄŸini bu tür konferans ve eÄŸitimlerin önemini vurgulayarak konferansı baÅŸarıyla tamamlayan Atilla Türkkal 'a günün anısına hazırlanan Türk Ocağı plaketini hediye etti.